> > İki tüccar konfeksiyoncuYahudi arkadaş, piyasayı araştırdılar ve o sene
> > haki renkte kumaşın moda olacağını öğrendiler.
> Bütün varlıklarını paraya çevirdiler. Piyasadaki bütün haki kumaşları satın
> aldılar.
> Depoları bu renkteki kumaşlarla doldu.
> Ancak; kimsenin haki renkteki kumaşlara talip olmadığını gördüler.
> İki kafadar artık iflasın eşiğine gelmişlerdi.
> Moiz ve Aron dertli dertli oturuyorlardı . Bıçağın kemige dayandığı bir gün
> kapi çalındı ve içeriye bir albay girdi.
> 'Sizde haki renkli kumaş var mı ?' diye sordu.
> Kulaklarina inanamadilar.
> 'Evet albayim var, gösterelim' dediler.
> Albay dikkatle kumaslari inceledi
> 'çok begendim' dedi.
> 'Bu sene askerlere 200 bin, subaylara 50 bin adet haki renkte elbise
> yaptıracağız. Ancak tabi ki benim tek başıma beğenmem
> yetmez.Generalimin de olur demesi lazım.'
> Bana bir parça numune verin yarin saat 12'ye kadar telgraf çekersem iptal
> ettim demektir.
> Eğer telgraf gelmezse kumaşları kesip imalata başlayabilirsiniz. .'
> Ve albay numuneyi alarak gitti.
> O gece bitmek bilmedi.
> Kimi zaman ümitlendiler, kimi zaman 'ya iptal olursa' diye göğüs
> geçirdiler.
> > Ertesi gün saat:
> > 11.00....... ......... .
> > 11.15....... .......... ..
> > 11.30....... ......... ...
> > 11.45....... ......... ..
> > gözleri yollarda korku ile postacıyı beklediler. Bir taraftan postacı
> > gelmesin diye dua ediyorlardı.
> > Tam 12 ye 5 kala postacı yolun başında gözüktü.
> > 'Belki bize gelmiyordur' diye ümitlendiler.
> > Ancak postacı gelip kapılarını çaldı. Moiz büyük bir kederle koltuğa
> > çöktü.
> > Aron`da çaresiz kapiyi açtı ve postacının elinden telgrafı aldı.
> > Titreyen elleri ile kağıdı açtı ve sevinçle bağirmaya başladı.
> >
> > Müjde Moiz, müjde........ ....
> >
> > Baban Ölmüş ))
> >
> >
> >
> > Yaşam, aldığımız nefes sayısıyla değil, nefesimizi kesen anların sayısıyla
> > ölçülür.
> Siz yinede tum varliginizi ve yasaminizi, bir kisi veya olaya baglamayinki,
> baska bekleyebileceginiz firsatlarinizda olsun